olayhaberajansi.com

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde İftar Geleneği ve Eleştiriler

20.03.2025 08:02
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde düzenlenen iftar yemeği, geleneklerin yaşatılması açısından önemli bir etkinlik. Ancak, bu etkinliklerin maliyeti ve toplum üzerindeki etkileri tartışma konusu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde İftar Geleneği ve Eleştiriler

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlenen iftar yemeği, devlet büyüklerinin katılımıyla gerçekleşti. Ancak, bu etkinliğin maliyetleri ve toplum üzerindeki etkileri tartışma konusu oldu.

İftar Yemeği Detayları

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde sayın devlet büyüklerine iftar verildi. Bu etkinliğe asrın lideri, bakanlar ve milletvekilleri katıldı. Meclis lokantası tarafından hazırlanan iftar menüsü, şiveydiz çorbasıyla başladı. Ardından, bal-kaymak, zeytin, hurma, gün kurusu, badem-ceviz, domates, salatalık, beyaz peynir, eski kaşar, örgü peynir ve pastırmadan oluşan zengin bir iftar tabağı sunuldu. Zeytinyağlı ayvalı kereviz ve vişneli yaprak sarma ile devam eden menü, ara sıcak olarak paçanga böreği ile zenginleştirildi.

Ana yemek olarak hünkar beğendi servis edildi. Bu yemeğin yanında kurutulmuş domates ve fesleğenli roka salatası yer aldı. İftar, kaymak eşliğinde şöbiyet ve fıstık sarması ile sona erdi. Bu gelenek, toplumda önemli bir yer tutuyor ancak bazı eleştiriler de gündeme geliyor.

Toplumun Durumu ve Eleştiriler

İftar yemeği geleneklerini yaşatmak elbette saygı duyulacak bir davranış. Ancak, bazı eleştirmenler, ramazan davulcularının sokaklarda dolaşarak davul çalmasının gereksiz olduğunu savunuyor. Çünkü toplumun büyük bir kesimi, askıda ekmekle iftar yaparken, bu tür etkinliklerin lüks olduğu düşünülüyor. Davulun sesinin, bu durumu değiştiremeyeceği ifade ediliyor.

Millet, ucuz ekmek kuyruklarında beklerken, pazar yerlerinde pörsümüş sebzeler toplamaya çalışıyor. Bu durum, iftar yemeği gibi etkinliklerin toplum üzerindeki etkisini sorgulatıyor. Eleştirmenler, bu tür etkinliklerin, toplumun gerçek ihtiyaçlarıyla örtüşmediğini belirtiyor.

Meclis Lokantasının Maliyeti

Türkiye Büyük Millet Meclisi lokantası, her ay 400 kilo yemek israfı yapıyor. Bu durum, toplumun maliyetlerini artırıyor. Kimlerin bu maliyetleri ödediği ise merak konusu. Hava karardıktan sonra pazarda sebze toplayan halk, bu masrafları karşılamak zorunda kalıyor. Meclis lokantasının, Türkiye’nin en büyük lokantası olmasına rağmen, aynı zamanda en çok zarar eden lokantası olduğu ifade ediliyor.

Meclis mutfağının ihtiyaçları, bütçeden karşılanıyor. Bu durum, kar amacı gütmeden, milletvekillerine sunuluyor. Ancak, bu hizmetin kimler tarafından finanse edildiği sorusu gündeme geliyor. Ucuz kıyma kuyruğunda bekleyen halkın, bu masrafları üstlenmesi adil bir durum değil.

Uluslararası Karşılaştırmalar

Diğer ülkelerdeki parlamento restoranları ile Türkiye’deki uygulamalar arasında büyük farklar bulunuyor. Örneğin, İngiltere ve Fransa’da parlamento restoranları, işletmeciler tarafından yönetiliyor. Bu restoranlarda, dışarıdaki fiyatlarla aynı fiyatlar uygulanıyor. Bu durum, halkın cebinden para çıkmadan, adil bir sistemin işlediğini gösteriyor.

Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde de benzer uygulamalar mevcut. Milletvekilleri, dışarıda ödeyecekleri fiyatlarla mecliste de aynı fiyatları ödemek zorunda. Bu sistem, halkın yükünü azaltıyor. Türkiye’de ise, milletvekillerinin yemek masrafları, halkın sırtına yükleniyor.

Sonuç ve Değerlendirme

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlenen iftar yemeği, geleneklerin yaşatılması açısından önemli bir etkinlik. Ancak, bu etkinliklerin maliyetleri ve toplum üzerindeki etkileri tartışma konusu. Yoksul halkın, milletvekillerinin avanta lokantasını sırtında taşımak zorunda olup olmadığı sorgulanıyor. Bu durum, toplumda adalet arayışını artırıyor.

Sonuç olarak, Türkiye’deki uygulamalar, diğer ülkelerle karşılaştırıldığında adil bir sistemin eksikliğini gösteriyor. Bu durum, toplumda daha fazla tartışma ve eleştiri yaratıyor. İftar yemeği gibi etkinliklerin, toplumun gerçek ihtiyaçlarıyla örtüşmesi gerektiği vurgulanıyor.

Bize Ulaşın