Avrupa'nın Ekonomik Durgunluğu ve ABD İlişkileri: Zorluklarla Dolu Bir Dönem
Avrupa'nın Ekonomik Durgunluğu ve ABD İlişkileri: Zorluklarla Dolu Bir Dönem
Avrupa, ekonomik durgunluk, ticarette parçalanma ve jeopolitik istikrarsızlık içeren yüksek riskli bir dönemden geçiyor. ABD ile gerilen ilişkiler ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın dördüncü yılına girmesi, kıtanın geleceğini tehdit ediyor. Bu durum, Avrupa'nın ekonomik ve siyasi istikrarını ciddi şekilde etkiliyor.
ABD'de başkanlık koltuğundaki değişim, Avrupa'yı da derinden etkiledi. Donald Trump'ın katı üslubu ve AB'ye mesafeli yaklaşımı, ilişkilerde zorlu bir dönemin başlamasına neden oldu. Avrupa, Trump'ın ticaret ve savunma politikalarına odaklanırken, müttefik olarak gördüğü ABD ile olan yakın ilişkisini kaybetti.
Tarifeler ve Ekonomik Belirsizlik
Trump'ın 'Önce Amerika' yaklaşımı, korumacı ekonomi politikalarını beraberinde getirdi. Çelik ve alüminyum ithalatına uygulanan yüzde 25 gümrük vergisi, AB ülkeleri için ciddi bir rahatsızlık yarattı. Avrupa, ABD'nin gümrük vergisi uygulamalarının makul bir gerekçesi olmadığını belirtti.
ABD'nin gümrük vergileri, ekonomik belirsizliği artırdı ve küresel piyasaların verimliliğini bozdu. Avrupa, Trump'ın önerdiği karşılıklı tarifeler içeren ticaret politikasını yanlış bir adım olarak değerlendirerek, derhal sert tepki verileceğini açıkladı. Bu durum, ticaret savaşına girişme ihtimalini gündeme getirdi.
Barış Müzakereleri ve Güven İlişkisi
Trump'ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Ukrayna'daki savaşın sona erdirilmesine yönelik müzakerelere AB ülkelerini dahil etmemesi, ilişkilerdeki mesafeyi artırdı. Avrupa, bu süreçte masada yer almak istiyordu ancak bu talep ABD tarafından karşılanmadı.
Trump, Avrupa'nın savunmaya yeterince kaynak ayırmadığını ve bu durumun derhal değiştirilmesi gerektiğini savunuyor. AB ülkelerinin savunma harcamalarının GSYH'lerinin yüzde 1,9'u seviyesinde olması, bu konuda ciddi bir gerilim yaratıyor.
Ekonomik Büyüme ve Rekabetçilik Sorunları
AB'nin ekonomik büyümesi, son yıllarda ABD ve Çin ile karşılaştırıldığında oldukça düşük seyrediyor. 2025 büyüme beklentisi yüzde 1,5 olarak öngörülüyor. Euro Bölgesi'nin bu yıl sadece yüzde 1 civarında büyüyeceği tahmin ediliyor.
Avrupa, son 15 yılda ABD'nin çok gerisinde kaldı. ABD'nin GSYH'si yüzde 70 artarken, AB'de bu oran sadece yüzde 20 seviyesinde oldu. Bu durum, Avrupa'nın üretkenlik ve rekabet gücünde ciddi kayıplara yol açtı.
Kamu Borcu ve Bütçe Açıkları
AB ülkelerinin kamu borcu ve bütçe açıkları yüksek seviyelerde bulunuyor. Birlik kuralları, üye ülkelerin kamu borçlarının GSYH'lerinin yüzde 60'ını geçmemesini öngörüyor. Ancak birçok ülke bu kurallara uymuyor.
Özellikle Yunanistan, İtalya, Fransa, Belçika ve İspanya gibi ülkelerde kamu borcu oranı yüzde 100'ü aşıyor. Yüksek kamu borcu, Avrupa'nın ekonomik canlanma çabalarını zorlaştırıyor.
Enflasyon ve Enerji Sorunları
Enflasyonla mücadele süreci Avrupa'da da devam ediyor. Avrupa Merkez Bankası, orta vadede yüzde 2 enflasyon hedefliyor. Ancak Euro Bölgesi'nde enflasyon oranı son birkaç ayda yüzde 3 seviyesine yakın seyrediyor.
AB, enerji alanında da sorunlu bir dönemden geçiyor. Gaz depolarındaki doluluk seviyesi, son 5 yılın ortalamasının yaklaşık yüzde 10 altında bulunuyor. Gaz fiyatları, hava sıcaklıklarının düşük seyretmesi ve depolardaki gaz miktarının azalmasıyla son 2 yılın en yüksek seviyesine çıktı.