Öcalan'ın Mektubu ve Çözüm Sürecinin Yeni Dönemi
Öcalan'ın Mektubu ve Çözüm Sürecinin Yeni Dönemi
Öcalan'ın mektubu, PKK'nın Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı yürüttüğü silahlı mücadeleyi sonlandırma çağrısı yaparak yeni bir kongre önerdi. Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan, bu süreçte önemli bir rol üstleniyor.
Güvenilir Olmak
Yeni döneme ilişkin değerlendirmelere geçmeden önce bu tür süreçlerde neden Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan tercih ediliyor sorusuna değinmek önemlidir. Bu tür arabuluculuklarda güvenilir olmak kritik bir faktördür. Tüm tarafların üzerinde ittifak ettiği isimler, süreçlerin sağlıklı ilerlemesi için değerlidir.
Verilen, alınan, götürülen, getirilen mesajları doğru taşımak birinci şarttır. Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan bu noktada önemli bir rol üstlenmektedirler. Ayrıca bu iki isim, geçmiş süreçlerin hem hafızası hem de kapalı kutusu olarak değerlendirilmektedir.
Suriye Gerçekliği
Öcalan cezaevinde olmasına rağmen uluslararası konjonktürü iyi takip etmektedir. Mektubundaki “Gazze ve Suriye’de yaşanan hadiseler göstermiştir ki dışarıdan müdahalelerle kangrenleştirilmeye çalışılan bu sorunun çözümü artık ertelenemez bir hâl almıştır” vurgusu önemli bir noktadır. Bu durum, çözüm sürecinin ciddiyetini artırmaktadır.
Öcalan, muhalefetin de katkı ve önerilerinin değerlendirileceğini belirtmektedir. Bu bağlamda, Suriye'deki gelişmelerin çözüm sürecine etkisi göz ardı edilmemelidir. Suriye'deki yeni durum, PKK'nın stratejilerini etkilemektedir.
Meclis Zemininde Tartışmalar
Geçmişteki çözüm süreçlerine CHP katkı vermemiştir. Ancak bu rolünü perdelemek için çözümün yeri Meclis tezini ortaya atmıştır. 22 Ekim’de Bahçeli’nin yaptığı açıklamada Meclis vurgusu dikkat çekmektedir. Bahçeli, “Şayet teröristbaşının tecriti kaldırılırsa, gelsin DEM Parti grup toplantısında konuşsun” demiştir.
Öcalan da siyasi partilere çağrısında Meclis vurgusu yapmaktadır. “Sürecin başarısı için Türkiye’deki tüm siyasi partilerin dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alması elzemdir” demektedir. Bu durum, Meclis’in çözüm sürecindeki önemini artırmaktadır.
Liderlerle Görüşmeler
Öcalan’la görüşmeden sonra Pervin Buldan bu yönde bir açıklama yapmıştır. “Yılbaşı ertesi siyasi partilerden randevu talep edeceğiz” demiştir. Bu görüşmeler, çözüm sürecinin ilerlemesi açısından kritik bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Buldan, görüşmelerin ardından muhtemelen kısa bir süre sonra tekrar İmralı’ya gideceklerini belirtmiştir. Bu durum, sürecin ciddiyetini ve tarafların kararlılığını göstermektedir.
DEM Parti'nin Rolü
Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan’ın öncelikle kendi partileri DEM ile görüşmeleri gerekmektedir. Öcalan, yeğeni Ömer Öcalan ile mesaj gönderdiğinde DEM Parti, Kandil’in yanında yer almıştır. Bu durum, PKK'nın içindeki dinamikleri etkilemektedir.
22 Ekim’den sonra başta Suriye’de olmak üzere yeni güç dengeleri ortaya çıkmıştır. Öcalan, inisiyatif almak için ikinci kez hamle yaparken; DEM Parti'nin nerede yer alacağı merak edilmektedir. Bu durum, çözüm sürecinin geleceği açısından kritik bir öneme sahiptir.
Kandil'in Tutumu
Öcalan’ın çözüm sürecinde inisiyatif alma çabalarına karşın Kandil silah bırakmamakta direndi. Bir örgüt liderinin hayat sigortası, örgütünün sözünü dinlemesidir. Kandil, her defasında Öcalan’ın hamlelerini boşa çıkarmıştır.
Kitlelerin karşısında “İmralı’nın iradesi irademizdir” demesine rağmen, Kandil’in kararları Öcalan’ı zor durumda bırakmaktadır. Bu durum, çözüm sürecinin geleceği açısından belirsizlik yaratmaktadır.
Suriye Konjonktürü
Geçmişteki çözüm sürecinde Öcalan, üç merkeze bir mektup göndermiştir. Kandil, o zaman Öcalan’a “Suriye’de yeni bir konjonktür ortaya çıktı” demiştir. Bu durum, Suriye’deki gelişmelerin PKK üzerindeki etkisini göstermektedir.
Yeni konjonktür, PKK'nın stratejilerini etkilemektedir. Öcalan’ın çağrısı, bu yeni duruma göre şekillenmektedir. Suriye’deki gelişmeler, çözüm sürecinin seyrini belirleyecek önemli faktörler arasında yer almaktadır.
Çözüm Süreci Tecrübesi
Çözüm sürecinde yaşananlar nedeniyle sütten ağzımız yandığı için yoğurdu üfleyerek yiyoruz. Öcalan’ın çağrısı ortada. Eğer Kandil bunu da reddederse, Öcalan’ın ne diyeceği merak edilmektedir. Bu durum, çözüm sürecinin geleceği açısından belirsizlik yaratmaktadır.
Öcalan, bu kez “PKK’nın kurucu lideri olarak örgütü lağvediyorum” der mi merak edilmektedir. Bu sorular, çözüm sürecinin geleceği açısından kritik bir öneme sahiptir.